Diş kökünün içerisinde, halk arasında ‘dişin siniri’ olarak bilinen, dişi besleyen bir damar-sinir paketi bulunmaktadır. Tedavi edilmemiş çürükler nedeniyle bu dokunun hasarlanması ve/veya iltihaplanması durumunda, dokunun uzaklaştırılıp, kök kanalının şekillendirilmesi, temizlenmesi ve ardından kanalın dolgu maddeleriyle doldurulması işlemine kanal tedavisi adı verilmektedir. Dişlerde oluşan çatlaklar ve kırıklar, dişte meydana gelen çürükler, yanlış tedavi süreçleri, yanlış restorasyonlar sonucu dişte bulunan sinirler ve damarların canlılığını yitirmesi sonucu dişin kanallarında bulunan enfekte sinirlerin temizlenmesi gerekir. Bu da kanal tedavisi ile mümkündür.
Dişin durumuna bağlı olarak kanal tedavisi bir ya da iki seansta yapılabilir. Enfekte olmuş bir diş için, enfeksiyonun tamamen ortadan kaldırıldığından emin olmak için birkaç seans gerekebilir. Komplike olmayan bir kanal tedavisi genellikle tek seansta tamamlanır.
Kanal tedavisi sırasında dişin sinirleri alınmaktadır, bu yüzden kanal tedavisi görmüş bir diş, dış uyaranlardan etkilenmemektedir. Tedavi sonrasında ilk birkaç hafta hafif ağrı veya çiğnemede hassasiyet olabilir çünkü dişin de vücudumuzdaki her doku gibi iyileşmek için zamana ihtiyacı vardır.
Kanal tedavisi görmüş diş ön dişlerden biri ise ya da küçük miktarda madde kaybı varsa diş dolgu ile yeniden yapılandırılabilir. Ancak arka dişlerde genellikle kurona ihtiyaç duyulur. Bazı dişlerin kuron yapılmadan önce desteklenebilmesi için bir alt yapıya ihtiyaçları vardır. Bu alt yapıya “core” adı verilir. Bu alt yapının yerinde tutulabilmesi için de “post” kullanılır. Kök kanallarındaki dolgu materyalinin bir kısmı uzaklaştırılarak post için yer hazırlanmalıdır. Kanal tedavisi sonucu diş canlılığını kaybettiği için daha kırılgan bir hale gelir. Kanal tedavisi gören dişlerde çok fazla madde kaybı olduğu ve daha kırılgan hale geldikleri için tedavi sonrası dişlerin kaplanması tercih edilmelidir.
Steril koşullarda ve doğru yapılmış kanal tedavilerinin başarı oranı %90 – 95 arasındadır. Tedavi sırasında temizlenmeyen sinir dokusu kaldıysa, kök kanal dolgusunun ve üst dolgusunun yeterli yapılmadığı durumlarda kanal içerisine mikroorganizmaların sızmasıyla, tedavi sırasında perforasyon ya da kırıkların oluşmasıyla kök kanal tedavisinin başarısızlığından bahsedilir. Başarısız bir kanal tedavisini yemek sırasında dişlerde ağrı, sponton ağrı, kök ucunda şişlik ve kızarıklık belirtilerinden anlayabiliriz. Başarısız kanal tedavisi yenilenerek, tedavi tekrarlanır. Bu işlem yetersiz kalıyorsa apikal rezeksiyon işlemi uygulanarak, kök ucuna cerrahi olarak ulaşılır, enfeksiyon temizlenir ve kapatılır. Kanal tedavisi tekrarlanması ve cerrahi müdahele yetersiz kalırsa dişin çekimi düşünülmelidir.
Apikal rezeksiyon, dişin kemik içinde bulunan kök ucundaki iltahaplı kısmın cerrahi olarak alınması işlemidir.
Apikal rezeksiyon ameliyatı; lokal anestezi ile yaklaşık 30 dakika süren bir operasyondur. Diş etine küçük bir insizyon yapılır; enfekte dokuya ulaşılarak o bölge temizlenir sonra dikiş atılarak kapatılır.
Bunlar yapıldıktan sonra enfeksiyon iyileşir ve yeni kemik dokusu oluşması için zamana bırakılır.
Mesleğini seven ve yaptığı işe saygısı olan deneyimli doktorlarımızla kliniğimizi daha iyiye götürmeyi hedef aldık.